Şavşat Çukur Köyü
Sitemize Hoşgeldiniz.
Bookmark and Share

Fıkralar

 ŞAVŞAT FIKRALARI

SIHIYALI NİNE
Anonim


Sıhıyada bir nene kış günü ölmüş.Nenenin cenazesini kılmak için bir hızega koymuşlar.Namaz kılarken hızek kaymış gitmiş.Bu sırada cenaze namazını kılan cemaatten biri aynen şöyle demiş:
-Sağlığındada bela geziyerdi.Bırahın getsin.
  

NEKER
Anonim

Birgün Dursun amcanın yanına köyün gençlerinden biri gelir ve şöyle der:
-Dursun amca yarın bir işin yohisa sabah erkendan neker kesmeye gedah.
Dursun amca:
-Valla ne yalan diyem benda birisi galsada neker kesmaya getsağ diyerdım der ve kabul eder.
Sabah erkenden genç delikanlı gelir Dursun amcanın kapısını çalar. Ses gelmeyince kuvvetli bir şekilde bir daha çalar. Neden sonra Dursun amcanın sesi duyulur:
-Ola yegan kimsın ?
Delikanlı :
-Dursun amca benim neker kesmaya gedacuğ hazırmısın ?
Dursun amca:
-Yegan hazırım hazır olmasınada dehra bilavlanacağ allah bilur sapida yoğtur.
 

Garkiloplu Bacı
Anonim

 
Garkiloplu bacı doktora gitmiş. doktor sormuş ;
- Bacı sen daha önce film çektirdinmi?
Bacı cevap vermiş:
- Çekdurdum ama sakozaya koymuşidim mekkanın çocukları buhharinin arkasında çirmişlar.

GÜRNATELLİ PAŞA DEDE
Anonim

Rahmetli Paşa dedey ramazan bayramlarından birında Gürnatelın eski ahşap camisinda müezzinnuğ edacağ. Kuran okumasi tilaveti tecvidi heç fena degil. Tam bir Allah adamidur. Doğriya doğri egriya egri der. Nayisa sozi uzatmiyağ. İmam efendi bayram namazinin müezzinuği için buyur Gülmpaşa emi der. Paşa dedey yavaşça ayağa kahti, çengesıni irali doğri uzatti da, babam asıldi: "Saf olalım saf, ceneza namazınaaa, hatun kişi niyetınaaa" cemaattan biri bacağından asıldi, dediki :
-Ne ediyersın Paşa emi? Bayram namazına niyet edacağsın.
" Paşa dedey cengesıni gena irali doğri çıkardi da o mubarek caminin içinda salladi küfuri:
-Hay ......m anasinı, bu da bela getsın co!"

Hantuşetin Düşmanları
Anonim 

Hantuşet'le Zendaba'nın ne zaman başladığı bilinmeyen anlamsız bir yayla davası var.
Bu davayı fazla ciddiye almış olacaklar ki çocuklarına da küçük yaştan davayı öğretiyorlar.
Birgün Hantuşet ilk okuluna müfettiş gelir. Ders tarih... Türkiye'nin yaptığı savaşlar ve düşmanları anlatılıyor. Müfettiş, arkalarda, dersle de pek ilgilenmeyen bir öğrenciyi kaldırır ve sorar... Düşmanlarımızı say.
Çocuk başlar saymaya, Zendaba 1, Morohoz 2, Gürnatel 3...
 
Kocabey Köyü İmamı
Anonim
 
 
 Kocabey Köyü İmamı Rahmetli Emin Hoca Yıllar önce Hanağın bir köyünde imamlık yapıyormuş. Kendi anlatımıyla;

Sabağın beşında kışın sağuğunda komşu köydan galdilar,

-Hoca san bilursun bizim köyün hocası yohtur cenazemız vardur gal kaldur.

- Dedımki komşilar galamam

- Hoca san bilursun allhın sevarsan gal cenazeyi kaldur yoksa bu kışda kıyametta ortada kaldi.

- Dedımki komşilar galamam. heç sormiyersıki naya gedamam.

Sordum.

Emin hoca naya gedamassın.

Dediki ola allahın sevarsan sabağın beşıda kapiya dayanılır heç, daha yıkanmamışım cen.....da ondan gedamam.

Çare yok adamlar kapida bekliyer, bida hızek gaturmişlar,atta koşmilar, hızegada çala koymişlar, mecbur kahtım gettim. gedarkanda kendi kendıma da diyerımki öliyi çımduranda arada benda bir tas su tökünürüm.düşüna düşüna gettım.

Gettımki ocağın yıkılsın ölüyi koymişlar kapının ögüna, etrafınada cecim asmışlar, bir kazan sağuh su bir ahur supurgası aha hoca bunlarinan öliyi yıka,

Zaten ölunun ustanaki sağuh suyiki töktum. su ölünü ostunda dondi, zaten zemherının sağuği hanağın köyi iti kapiya bağlamazlar. baktım benim abdes almama imkan yok. meftanın ustuna sağuk suyi töktum ahor süpigasını abela bir aşapıdan yohari çaldım sardım sarmaladım dedımki kaldurun.

Hızega meftayı koydurdum camaat arkama dizildi, bir geri cemahata baktım birda ögümda hızekta duran öliya,

- Ellarımı havaya açtım. dedımki ey onsekizbin alemi yaradan bu anasını ....... adamı doğri durust bir adam olsaydi benım gibi c.....t bir imama rast galmazdi Allahu Ekber.
 
Fatura
Anonim
 
İnegölde yaşayan şavşatlı(şaftalı) bir hanım telefon faturası ödemek için telekoma gider. Fakat giderken faturayı yitirir. Yolda birilerine danışır nasıl öderim diye.derlerki numaranı söyle görevli borcunu bilgisayardan okur kaç lıra olduğunu söyler sende ödersin.fakat ablamız faturadaki tutarı bilmiyor veya az zannediyor. veznedeki bursalı görevliye tel numarasını söyler görevli borcunuz 55.000.000 tl der.ablamız bu kadar borcu duyunca şaşırır ve şu cümleyi sarfeder:ağzan it siçsın na diyersın ço

ANLAMİŞTIM BEN ZATEN
Anonim
 
 
Taa eski zamanlarda zengin bir sulobanli bir kamyon alıyor. Civar köylerde de kamyon olmadığı için ilçedeki tek kamyonu bunun varmış. Kimse araba nedir bilmez dolayısı ile de şöför bulamaz. o da gidip rize den bir şöför bulup getirir.
Şöför kamyona ne zaman binse sahibide onun yanında oturuyor. şöför ne yaparsa yapsın sulobanlının gözü hep şöförde... yollar engebeli olduğu için sık sık vites değiştirir sulobanli ise buna sinir olur.
''Ola oğul aoninan na oğraşiyersın ikida bir ço, gediyer işta daha naya elliyersın'' der.
Bir gün yine ikisi kamyonda giderken şöför rampayı çıkmak için vites değiştirecektir, tam değiştirecekken vites kolu kopar ve şöförün elinde kalır.
Sulobanli ise
''Ço ben anlamiştım zaten ilk gunda ikan buninan ki oğraştın san''
 
Emedeni
Anonim
 
 
Şavşat'ın bir köyünde görev yapan Muğla'lı bir öğretmen sıraların arasında dolaşarak ders anlatıyor. Bu sırada çocuğun birisi uyarılara rağmen sürekli konuşuyor ve öğretmenin sözünü kesiyor. En sonunda dayanamayan öğretmen çocuğun ensesine hafiften vurunca, çocuk öğretmene dönerek -hoca aşımdi hapahaptan naya vuriyersın, diyer. Bu konuşmadan bişey anlamayan öğretmen okul çıkışı gittiği kahvede bir amcaya soruyor. -amca bugün böyle böyle oldu ve çocuk bana hapahaptan dedi ne demektir bu, diye sorunca amcada öğretmene dönerek, hoca yani emedeni demahtur, diyer.
 
 
Traktöre Yüklenen Kum
 Anonim
 
Sulobonlının biri kum getirmeye kum ocağına gider. kumu çok yükleyince şöföre derki oğu bu kum çok oldi ge biz bunu iple bağlıyalım şöferde ikna olur ve köye giderler. adam hemen kahveye gider ve derki ola duyduz na olmiş sığıyalilar kum ğaturanda kumi ipinan bağlamişlar der ve suçu yoncalı köyü (sığıyalilara) atar.
 
 
Pelül Gözünü Aç
Anonim

Velda dört arkadaş dabazurulun meşasına çıra gaturmaya gediyerlar . çiralari çıkartmaya başliyerlar.çira çıkartma işi bitinca çiralari paylaşmaya galiyer sıra. dört arkadasın ikisi kardeş bu iki kardeşta biri çiralari paylaşmak yerına sakız toplama ya daliyer diyerlari çiralari paylaşmaya başlayınca kardeşların diyeri öbür kardeşina bağıriyer:
-Ola Pelull gözün aç mal gediyer.
 
Şeytan

Sulobanlının biri hacca gider. Dönünce bakarki 3 tane taş kalmış cebinde. Müftüye sorar bunları ne yapapyım diye. Müftü cevap verir;

-Sabah kalk namazın kıl, Dulumurun sırtına çık Sıhiyadan kim galursa taşlari ona kotezla.
 
 

Artvin Fıkraları

MALIN GİBİ

Ardanuç-Yolağzı Köyü Demirciler Mahallesinde Şirin Ali Usta sıcak demirci atölyesinde çalışmakta, yanındaki müşterisi ile sohbet ederken de karşıdaki Nasudev Tarlası’nda çift sürmekte(1)  olan kayınçosu Hacı Mehmet’ti de pencereden izlemektedir. Kayınçosu ile Usta’nın arasının biraz açık olduğunu anlayan müşteri, O’na bir ders vermek için Usta’ya danışır. Yörede nazarının değmesi ile tanınan müşteriye Usta, insan ve öküzler dışında olanlar için izin verir.
  Üç çift öküz ile koşulan tarlanın sınırına gelindiğinde çift geriye döner, topraktan çıkan cılka(2)  ucundaki demir hop ayna gibi parlar ve nazarcımızın gözleri ile buluşur. Çift biraz ilerledikten sonra aniden duraklar, morbet(3) yere düşer. Cılka toprak altındaki bir taşa takılmış, hopun ucu kıvrılmış, iş göremez durumdadır. Hopu sökerek eniştesinin atölyesine götüren Hacı’ya, işinin ancak üç kişilik katmer karşılığında yapılacağı söylenir. Hacımızın evi uzakta olduğu için ablasının yani Ustamızın evine gider ve:
-Bacili!.(5).Kocan üç kişilik katmer yapmanı istedi,der ve odada dinlenmeye başlar.Ablası katmeri hazırladıktan sonra bir kolopa yoğurt eşliğinde kardeşini gönderir.Atölyede sofraya oturduklarında;nazarcının işi tamamlanmış,hopun da son rötuşları yapılmıştır.Katmeri büyük zevkle midesine indirmekte olan Usta:
-Çok gozal olmiş ola!..Sanki benim hatun yapmış, der. Gülmemek için kıvranan Hacı:
-Eee!..O da anamın çırağıdur.Ama sen gena(6) ye,malın gibi ye,der.

 
1-Çift Sürmek: Birkaç çift öküz gücü ile tarlada toprağı alt üst etmek.
2-Cılka: Karasaban
3-Morbet: Çift sürerken boyunduruk ortasına oturarak öküzleri yöneten küçük çocuk.
4-Katmer: Yufkaları arasına ceviz içi serpilmiş yöresel börek.
5-Bacili: Ablacım
6-Gena: Yine

ISLIKLA ÇAĞIRMA
   
Çobanların en yakın yardımcıları sadık köpekleridir.Çok uzaklardan sesinden ve “früit,früit,früit..” diye ıslıkla çağrılmaları halinde  sahibinin yanına koşarlar.
    Ardanuç-Yolağzı Köyünde Molla Ali Pehlevan’ın evine Kala’dan(1) memur gelmiş,muhtarla görüşmek istemektedir.Muhtar diğer mahallede oturduğundan getirilmesi için torun Adnan Pehlevan görevlendirilir.Zırıki(2)  oluşu ile bilinen 10 yaşlarındaki torun ;Veysel Yüksel’in harman yerinden mahallesi karşısına geçerek muhtarı çağırmaya başlar.Muhtardan ses gelmeyince bu sefer de”Früit,früit,früit..” diye ıslıkla çağırmaya başlar,yanındaki arkadaşı karşı gelse de devam eder.Halbuki muhtar yakın bir evdedir,ıslığı duyunca öfke ile gizlice çocuklara yaklaşır,  bacaklarına bastonunu fırlatır ve taşlamaya başlar.Neye uğradıklarını şaşıran çocuklar tarladan aşağı doğru  kaçmaya başlarlar. Muhtar peşlerinden:
-Na var!..Ola it oğlu, itlar? Diye bağırır. Taş menzilinden uzaklaştıktan sonra ıslıkçımız:
-Emi!..Dedem çağırıyerdi,dedem!..Diye cevap verir.

 
1-Kala: Köylülerin Ardanuç ilçelerine verdikleri isim.
 2-Zırıki: Şımarık, aksi çocuk.

HA BU KARADENİZ
   
Köyün birinde bir çoban, sürüsünün pazarlamasına yardımcı olmak için Batum’a gider. Köyüne dönünce; köyünden hiç ayrılmamış bir arkadaşına gördüklerini anlatmaya başlar. Batum’un yemyeşil bir ova içinde deniz kenarında olduğunu, büyük pencereli çok yüksek binalar gördüğünü, denizin adına Karadeniz dendiğini ve bu denizin de uçsuz bucaksız olduğunu ballandırarak anlatırken; bizimki artık dayanamaz:
-Ola heee!..He,da!..Ha bu Karadeniz,bizim Karagol’dan da beyuk degil yaaa,hoş!..Der.
                             
GENÇ VALİ
     
İsmet İnönü, Atatürk’ün Başbakanı iken Ardahan üzerinden Artvin’e geleceği duyulur. Artvin’in ileri gelenleri, sözcülüğe Ardanuç-Yolağzı köyünden Molla Ali Pehlevan’ı seçerler ve sınırda karşılarlar. Kutul’da bir yemek verilir. Yemekte yöre meseleleri konuşulur, İsmet Paşa ayrılırken de sözcümüze:
-Benden başka bir isteğiniz var mı? Diye sorar.
-Sayın Paşam!..Bize genç ve çalışkan bir vali gönderin diye cevap  alır.
   Ancak bu istekten kimse memnun olmaz, Paşamız uzaklaştıktan sonra “Bu kadar sorunumuz varken, yalnız bir vali istenir mi?”Diye çıkışanlara “Aklında yalnız vali kalır”demesine rağmen tenkitten kurtulamaz. Kısa süre sonra ise Refik Koraltan isimli bir genç, vali olarak atanır. Bayındırlık işleri yanında en uzak köylere dahi okullar açılır, Kuvarshan ve Murgul maden yatakları işletmeye alınır. Artvin, öğrenim ve yüksek tahsilli oranında, nüfusuna göre birinciliği başka bir ilimize bırakmayan bir il haline gelir.
                      
YAZ MI, KIŞ MI?
  
Yolağzı Köyü’nden Ömer Pehlevan, Ardanuç-Kapı Köydeki yaşlı akrabasının ziyaretine gider. Dereden tepeden konuştuktan sonra yaşlı adam bir anısını anlatmaya başlar:
-          “Bir tarihte; okuzlari kızağa koştuh, Killuğa(1) oduna gettuh.(2)Okuzlari çayıra salduh, onlar otliyer, ben başladım odun yapmaya. Ama hava savuh(3),kar adam boyi(4)”diye konuşmaya başlayınca bizimki daha fazla dayanamaz:
-          Emi!..Yaz miydi?,Kış miydi? Diye atılır. Adam iyice şaşırır ve:
-          Ola!..Bilmam ki,yaz miydi? Kış miydi? Der.

 
1-Killuğa: Killik ormanına
2-Gettuh: gittik
3-Savuh: Soğuk
4-Boyi: Boyu
                         
KURT DUŞTİ(1)
    
Ardanuç-Yolağzı Köyü’nün akıllı delisi Asım Demirci Ağabeyi ile köyün sığırtmacıdır ve yalan söylemesi ile bilinir. Uzun Çayır otlağında koyun sürüsü ile nahır(2) yan yana otlamaktadır. Asım, Koco (3) oynamakta olan çobanların yanına koşar ve katıla katıla gülerken:
-          Ola!.. Vallah suruya kurt duşti,kurt!..Der ve gülmeye devam eder.
   Oyuna dalmış olan çobanlar aldırmaz, oyunlarına devam ederler. Başka tarafta olan ağabeyi durumu anlar ve köpekleri çağırarak kurdu koyunlara zarar vermeden ormana doğru kovar. Köpeklerin koşuşmaları ve havlamaları üzerine oyuncularımız kendilerine gelir, görev yerlerine koşarken de:
-Ola tuh!..Asım, Asım olalı, bir defe doğru dedi,  ona da biz orali olmaduh(4), derler.
bir toz duman edem, hele bir seyredin, der. Bu sırada tosunların gözleri ile Abdulvehap’ın gözleri çakışır. Tosunlar aniden harman çeperinden (3) atlayarak yola çıkarlar. Öküzle de onları izlerler. Sürüklenen düvenler yoldan duman halinde toz çıkarır. Hayvanlar sakinleştirilir, düvenlerin onarımına geçilir, öküzler otlağa gönderilir. Düvenin taşlarını tamir ederken de M.Ali Usta Ağabeyine:
-Havada sinek yoh, habu tosunlar niya(3) bızıklandi(4), anlamadım, der.

 
1-Gemi: Düven, döven
2-Harman dövme: Harmanda daneleri ayırma işi
3-Çeper: Ahşap çit
4-Niya: Niçin
5-Bızıklanma: Bızıkı denen iri sineğin ısırması ile hayvanların kaçışması
                                                
                                                      
SEN BENİM...
   
Ardanuç-Yolağzı Köyü’nde sığırtmaçlık yapmakta olan köyün akıllı delisi Asım Demirci, çok zor geçinmesine rağmen daha genç yaşında fazla çocuğu olur. Çocuklarının perişan durumuna acıyan eski muhtar Cemal Önür, kendisini koruması için bir paket kaput alır, hediye olarak kendisine götürür ve:
-Asım!..Daha bu yaşta, bir çok çocuk yaptın,hepsi de perişan,kendini koruman için…Derken Asım’ın tepesi atar:
-Sen benim s..imin kahyası mısın? Diye çıkışır. Cemal Usta, neye uğradığını şaşırır, elindeki paketi cebine koyarken:
-Tamam, Asım, tamam, sen haklısın der ve oradan ayrılır. 
                                                Fevzi Durmuş 


 


Copyright © 2016 Tüm haklar Ayhan Belli ye aittir.İzinsiz alınıp kullanılamaz.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol